Acı veriyor bugünü yaşamak, bilseydim büyümezdim.
Vefa var, sadakat gerçek ve aşk müspet sanırdım
Kapılarımı her çalana açardım da, her kapıyı utanmadan ben çalardım.
Tek başıma kaldım bu koca denizde, tek kürekli bir sandalda.
İşte bir zamanlar ben böyleydim.
Büyüdüm, öğrendim. Böyle değilmiş.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim.
Aşk denen şeyin nasıl yok olduğunu gördüm.
Namusun yok olduğunu, vefanın hiç olduğunu, ihanetin piç olduğunu bildim.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim.
Çünkü ben küçükken hiç ihanet denizinde yüzmezdim.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem oralarda gezmezdim.
Dost denenin cellat olduğunu, güneşin mum ışığında solduğunu gördüm.
Elinde kalbi, cebinde namusu, aklında sus pusu gördüm.
Aşkını paraya tahvil edenleri, onurunu mezara gömenleri gördüm.
Keşke görmez olaydım, çocuk kalaydım.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim.
Beni nasıl kandırdıklarını gördüm, beni nasıl inandırdıklarını.
Sadece gerçek benimmiş, en iyi onu gördüm.
Göze kalem çeken acılar, akla zincir vuran yaralar gördüm
Varlığını satan yoksullar, yokluğunu satan zenginler gördüm
Keşke görmeseydim.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem görmezdim.
Sabır emlakçılarını, ihanet şakşakçılarını gördüm.
Arkadaşını sevenlerden daha makbul, sevgisini satanları gördüm.
‘Bizler’ ve ‘sizler’ diye bizi bölenlerin aslında ‘onlar’ olduklarını gördüm.
Şikayete hakkım yok, sustum, tam ortasında durdum
Yaşamak haram oldu, nefes alırken öldüm.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem ölmezdim.