Leylekler Bebekleri Nereden Getiriyor ? Bir nevi bebek yapma sanatı
Küçükken Hep Dalga Konusu Olmuştur. Çocukları leyleklerin getirme hikayesinin sırrı bu videoda izlerken zevk alacağınızı umuyorum.
Biraz Gülelim Bugünde Ne Var Sanki =)
Leylekler Bebekleri Nereden Getiriyor ? Bir nevi bebek yapma sanatı
Küçükken Hep Dalga Konusu Olmuştur. Çocukları leyleklerin getirme hikayesinin sırrı bu videoda izlerken zevk alacağınızı umuyorum.
Biraz Gülelim Bugünde Ne Var Sanki =)
Uzun zaman oldu biliyorum. Yazmayalı bir şeyler paylaşmayalı çok uzun zaman oldu. Bugün ne düşünelimde farklı olsun diye düşünürken müzik çalarımda kayahanin minnacık sevdacık parçası çaldı. Aslında bugün hava boğuk bir şekilde siyah bulutlar çevirmiş gine bu memleketi ne yani üzülelim mi 🙂 Şarkıyı çok önceden dinlemiştim. Günümü neden hava boğuk diye kendimi kötü hissedeyim ki ? Asıl iş parçada değil duygularımızda diye düşündüm. Güzel bir parçada Kötü bir gün nasıl renkleniyor. Güneşi bugünde göremedik diye üzülmek yerine yarınlarımıza bir umut tekrar görebiliriz sevinci ile yatmamiz gerek aslında. Biraz somurtkan birazda neşe dolu bir gün yaşıyorum. Hafifden dışarda yağmurun sesi var. Ben yağmurda ıslanmaya seven biriyim nedense bugün kendimi büroya hapsettim. Hafif bir soğuk rüzgar ile boğuşuyorum. Dahada devam etmek isterdim ama nedense kimseyle konuşmak istemiyorum öylesine bir gün işte.. Berbat, Sıradan, Standart… Söylenecek Söz Kalmadiği Zaman Dudakdan Dökülecek En Güzel Cümledir “Hayırlısı”… 23 Eylül 2011
Ben bu sevda ateşinde kavruldum
Saçlarını rüzgar sandım savruldum
Ne deyim
Felek yıktı yıktı yine doğruldum
Sende beni bilmemişsin
Ne deyim
El bilsin
Ağustosta kar istedin kış oldum
Gel dedin de dağlar aştım kuş oldum
Ne deyim
Sen ağladın ben gözünde yaş oldum
Sen de beni bilmemişsin
Ne deyim.
El bilsin
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin o’nu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini…
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim.” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya ya da pembeye Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
Bugün Elime Geçen Bir Şiir’in Sözlerini Sizinle Paylaşıyorum. Aslında Şiiri Okumadım Bilal Bütün adlı bir Şair’in seslendirdiği çok süper bir anonim şiiriydi. Durgun bir günü hüzne çevirmeyi başardı. Ne yazikki nette olmayan bir parça ama bu parçayi en kısa sürede tüm dostlarımla paylaşacağım şu anda şiirden sadece bir takım kısmı nette bulunuyor Nimettendir adlı blog’dan aldım Gerçi Blog sahibinin izni olmadan ekledim ama böylesine güzel bir şeyin paylaşımı konusunda beni kiracağını zannetmiyorum…
Şiirin sözleri ile sizi baş başa bırakiyorum okurken bile hüzüne kapılacağınıza eminim…
Gelmemiş yalnızlıkların ağrısı başladı sevgilim,
Beni bu akşam yalnız bırakma ALLAH AŞKINA,
Radyoda eski seslerin saati var şimdi,
Bir nigah et kabrile sen bakma ALLAH AŞKINA
Sarı giyme, bir daha gül takma, ALLAH AŞKINA,
Hele bu akşam sevdiğim hele bu akşam..
Şairliğimde üstümde oturup ağlayamam,
Sevgi sadece romanlarda sıcak,
Ve bildim bileli gecelerin özentisi gözlerinedir
Sormadın halimi hiç kalbimin esrarı nedir
Çekerim aşkını ben çılgın gibi kaç senedir…
Dört mevsim bilirim alemde, dördüde esirindir.
Gönül vermek bence en güzel yemindir
Ömründe bir yol sevenlerin şarkısı bu şarkı senindir,
Sazım gibi sinem dahi bir nağme
Vur sineme mızrahın ile sinem senindir.
Saçların yaz gözlerin bahar,
Bakışlarında geçmiş güzlerden keder var….
Gelmemiş yalnızlıkların ağrısı başladı sevgilim,
Beni bu akşam yalnız bırakma ALLAH AŞKINA,
Radyoda eski seslerin saati var şimdi,
Bir nigah et kabrile sen bakma ALLAH AŞKINA
Sarı giyme, bir daha gül takma, ALLAH AŞKINA,
Aslında ileriye dönük bir planimdi daha doğrusu blog’u geliştirmeyi düşünmüyorum. Baktım ki şunu paylaşayim bunu deneyim derken blog ve forum aldi başını yürüdü.
Kişisel web sayfamı ileriye dönük yeniliklere ve tasarımlara hazırlamak için bu yönlendirmelere ihtiyaç vardi.
Artik http://muratcan25.com/wp klasörü üzerinden erişim sağlanan blog adresime http://blog.muratcan25.com adresinden ve
Artik http://vb.muratcan25.com adresinden sağlanan forum adresime http://forum.muratcan25.com adresinden erişim sağlanmaktadir.
Biraz kurumsal site havasına soktum siteyi ama böyle daha fiyakalı oldu gibi. Google üzerinden gelen ve/veya herhangi bir site üzerinden direk yönlendirmeli gelen bağlantilar hiç bir şekilde sayfa görüntülenemiyor veya 404 Error hatası almadan direk yönlendirme ile hiç bir veri ve hit kaybi olmaksizin yönlendirme yapmiş bulunmaktayim.
Takipçilerim, Dostlarım, Düşmanlarim ve Örümcek Adamlar (Forum Botlarına) duyurudur.
Sebebini bilemediğim
Kırık dökük zamanlarım var
Sevmenin tadına varamadığım zamanlar
Ayak sesleri var kulağımda
Ayırt ettiğim beklediğim bir tek seninki
Seni düşünürüm
Gecemi aydınlatan gözlerini bir de
Sat beni zindan gecelere
Daha çok aydınlanayım
Yarim kalmış çığlıklar
Aşkın ben yağmalar
Saklamadım sevgim biter mi
Yaşadığım acılar diner mi
Beklediğim geceler gelir mi
Senle olmadan ??
Kim bilir kim olduk
Bile bile göre göre
Sustuklarımız kaçtıklarımız ne ?
Düşündürmeden durmayan
Uyku zaten uyutmayan
Dilde kelamsız tende selamsız
Bu halimiz ne ?
Defalarca neşter vurulan
Sonra geçti deyip sarılan
Ama hala kanayan yara bende
Kac gecedir sırt sırta
Bizden başka her şey orda
Sen mi ben mi daha cesuruz ayrılmaya ?
Sen mi ben mi daha cesuruz ağlamaya ?
Tepeden tırnağa aşığım sana
Ne ilk kez nede son söylerim sana
Kimse kimseyi sevmek zorunda değil
Ama sen hiç korkma aşk önümde değil
Gel benim vefası eksik yarim
Ben sensiz durur muyum
Sen beni bir çagır gönülden
Hiç gelmez olur muyum
Varsın bir ümit kalmasın bize
Hüznün kalbime sığmasa bile
Gel benim vefası eksik yarim
Ben sensiz durur muyum
Sen beni bir çagır gönülden
Hiç gelmez olur muyum..
Seni özlemek küçük sevgili yarını olmayan sabahlarda ve seni beklemek buz yataklarda, yorgansız, çarşafsız, yastıksız siyahlarda. Bilir misin? En çok beni öldürür, en çok beni duvardan duvara vurur…
Uyanmalarım hep sana kurulu ve bütün geç kalmalarımda. Ovuşturduğum gözlerim kan çanağı aynalarda küçük sevgili…
Deli eden uğultular yumağı olmuş kafamın içi sonra çiviler çakılıyor her bir santimine beynimin. Kerpetenleri, penseleri çalmışlar. Canım yanıyor sensiz sabahlarda ve ölümün siyah çehresi, beyaz beyaz gülüyor küçük sevgili…
Bütün tatlarım acıya, bütün düzlerim yokuşa çıkıyor. Gül kokulu zamanlarım vahşi zakkumlara dönüyor. Dokunma bana zehirlenirsin küçük sevgilim…
Ey! Benim büyüleyici beyaz zambağım, ey! Benim neşeli, nazik en güzel yanlarım. Ey! Benim acizliğim, ey! Benim tutsaklığım, ey! Benim en güzel yanım, canım, kanım tek kadınım; koma beni buralarda zehrimle, koma beni kendimle dört duvarlar arasında ölüme…
Denizlerimi yaktım küçük sevgili, gözlerimi… Ömrüm vicdan çarklarında, çıkmaz aşk sokaklarında tükeneli beri, gönlüm koca bir ihtiyar, kalbim köhne bir liman… Benden ne istediğini biliyor musun? Yaşamak bu kadar ağırken! “Yaşa” diyorsun, her nefeste sensiz bir kez daha ölürken, yaşamak çok zahmetli küçük sevgili…
Bu sensiz gecemde, bir sensizliği daha eklerken gönlüme, ne olur bir lahza seni çok görme gözlerime. Biriken ayrı yıllarımın hesabı bende. Hasretin dağ olup boğmuşken ne olur, ne olur daha fazla vurma kalbime…
16.07.2011 // Murat İnce